Cafcaflı ve de çok şekerli siyasi polemiklere vatandaşların “paşam sen bütün bunlar olurken neredeydin?” mesajını, geçen yazımda dile getirmiştim. Siyasi polemiklere Ankara’yı katmayı, yerel halkın sorunlarına çözüm arayışlarından ise bakan metinleri için alternatifler sunmayı tercih eden, kayıkçı kavgasına müptela siyasi aktörlerimize bu defa halkımızın şükranlarını iletmek için buradayım.
Yılbaşı, yılbaşı diyorduk işte oldu yılbaşı. Takvime 2025 diye yansıdı. Çok hoş. Peki ya ceplere? İşte onu ilgili kurumlar şu verilerle açıkladı: ENAG Yıllık Enflasyon: %83,40, TÜİK Yıllık Enflasyon: %44,38, Kira Zam Oranı: %62, Yeniden Değerleme Oranı:%43.93, SSK, Bağ-Kur Emeklileri Zam Oranı: %15.74, Memur Emeklileri Zam Oranı: %11,55.
Daha tam olarak ne amaçla kurulduğunu anlayamadığımız ancak veri toplama ve anket şirketi gibi raporları ile göz kamaştıran MUPA ne dedi? Nasıl eklendi bu serüvene?
MUPA, “Muğla’da yaşayan yurttaşların toplamda sadece %13’ü gelirinin giderlerini karşılayabiliyor” dedi. Yani yüzde 87’nin geliri giderini karşılayamaz halde! Ayrıca raporda enflasyon oranlarının halka nasıl yansıdığına da dikkat çekti. Katılımcılarının %74,1’inin, hissettikleri enflasyon oranını %80’in üzerinde olarak bildirdiğine vurgu yaptı. Raporu yazan uzmanlar görüşlerini “Bu veriler, resmi enflasyon oranları ile halkın algısı arasındaki farkı ortaya koyarak ekonomik algıdaki güven kaybına da dikkat çekiyor” cümlesi ile ifade etti.
Sonra ne oldu dersiniz? Bu veriler doğrultusunda halkın refahına katkı için yapacaklarının aksiyon planını beklerken biz…Ne görelim?
Önce Bodrum’da tekne bağlama ücretlerine yüzde 300 zam haberi geldi. Ardından “Menteşe’de otoparklara yüzde 400 zam” manşeti çıktı gazetelere. Nasıl yani? Şöyle; ekonomi yönetimini eleştiren CHP “çift haneli enflasyon olursa üç haneli zam neden olmasın?” diyerek, “Muğla’da halen halkın yüzde 13’ünün geliri giderini karşılıyor. Zengin gördüklerimizin cebine de neden biz ortak olmuyoruz?” dercesine zam kararları almış görünüyor. Hem de ne zam? 300-400 bandında!
Ayrıca; halk olarak biz, hani şu zamlara muhatap kıldıklarınız, belediyelerin ihale yoluyla halkın olan belediye mallarını sıra sıra satışa çıkardığınızı duyduk, ne kadara satıldı? Satıştan gelen paralar nerelere aktarıldı onu duymadık daha!
Canım Ata’m ne demişti? “Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kâfidir. “
Arada ben sorarım kendime “Dilimden düşmeyen Atatürk’ün, hangi fikirlerini, hangi duygularını anlıyorum ve onu nasıl hissediyorum? Hissedebiliyor muyum? Hissizleştim mi?” diye.
Halkçılık ilkesinin, halkın sınıf ya da bir zümre tarafından sömürülmesini reddettiğini hatırlar mı bir gün siyasi büyüklerimiz? Kamunun yararını kişi ve zümre yararlarının üzerinde tutmaları gereğini görevleri arasında sayarlar mı? Bilmiyorum.
Cevapsız kalacak sorularım otursun oturduğu yerde. Bodrum’dan tekne sahiplerinin selamlarını ileteyim yönetime.
Öncelikle yüzde 300 zama nasıl sevinmişler anlatamam. Sinkafsız cümleleri kalmamış. Zil taksalar oynayacaklar da Sepetçioğlu çalacak davula zurnaya verecek para kalmamış ceplerinde. Arka fonda Duman’ın “kimseyi tanımadım ben senden daha güzel” şarkısı çalınadursun, bana ulaşan tekne sahipleri dediler ki: “ Canan Hanım sırada o kadar çok tekne var ki, biliyorlar biz gitsek başkaları hazır bekliyor. Kaç yıldır bizden aldıkları paralarla kar üstüne kar elde ettiler. Ecrimisil bedelinin her sene çok daha fazlasını ecrimisili gerekçe göstererek topladılar. Sesimizi çıkarmadık. Enflasyon rakamlarına göre makul bir artış olsa yine ses etmezdik. Ancak bu kadarı da çok fazla, bunların bu pervasız haline “dur” diyecek kimse yok mu? “
Üzgünüm ama yok! Yerelde muhalefeti temsil ettiklerini dile getiren çok. Ancak yerelde halk için eyleme geçeni görmedik. Bak mesela, 200 gündür Bitez’den Mehmet Taşkıran’ı kim duydu? Sen, ben, bizim oğlan. Üç kişiyiz epi topu. Diğerleri yattı kulağının üstüne, uyur- uyanık yola devam. Çünkü, dansöz, eğlence ve dedikodu seviyor Bodrum. Dert dinlemek, halkın derdiyle dertlenmek falan çok üst perdede kalıyor. Zorla adanmışlık olmaz. Kağıttan okumayla muhalefet yapılmaz!
Sıradaki soruya geçelim!
Menteşe’deki yüzde 400 otopark ücreti zammına araç sahipleri ne diyecek? Bence onlar da çok sevinirler. Yılbaşı şenliklerinde güzel moral topladılar. Ama şu konu açıklığa kavuşşsun rica ederim:
“ATA” plakalı araçlardan da otopark ücreti alınacak mı? İnsan taşıma araçlarının hepsi bu zamma muhatap mı yoksa işletme olarak Göcek Tüneli mi örnek alınacak? Ayrıntılı zam haberi talep ediyorum aaa dostlar! Bak bu haber sizin de işinize yarayacaktır ayrıca seversiniz siz bu haberleri; “Ayşe dezavantajlı kadın otoparkları ücretsiz kullanabilir , Ali bizim genç ondan sembolik bir ücret alalım, Veli bizim canımız yarısını ödesin geçsin” cümlesindeki Ayşe, Ali, Veli kimler olarak belirlendi? Yoksa “ne vereyim abime?” sorusu “little little into the middle, kallavi zamdan herkese eşit evladım” cümlesiyle mi yanıt buldu ?
Hal böyle olunca “Gelirinin giderini karşıladığından emin olduğunuz yüzde 13 için başka neler düşünüyorsunuz?”sorusu da meyve şekerli ve C vitaminli duruyor. Olsun ama tadı güzel, bir daha mı geleceğiz dünyaya portakalı soyalım gitsin!
Haydi selametle…
