Muğla’da Polemiklerin Geldiği Nokta: Bir Aslan “Miyav” Dedi!
Geçen sene “100. Yıl Cumhuriyet Balosu” diye bir davetiye basıldı. Ulaştı elimize. Katıldık. Daha önce çok kez baloya katılmış biri olarak, “Bir baloda siyaset konuşulur mu? Konuşulmaz” diye biliyordum! Fakat, yemekli davette konuşmacılar da vardı. Vakit seçim arefesiydi. Herkes birbirinden şikayet etti. Geçmiş vefasızlıktan, gelecek geçmişten kaygılıydı. Konuşmacılar, sırtından kim vurdu, hançerde kimin izi var onu konuşuyordu. Halk için değil ama kendi kariyerleri için endişeli ve öfkelilerdi. Toplantının adı: Cumhuriyet Balosu idi. 100. Yıl için düzenlenmişti. Konuşmacılar vardı ve metinlerde tek satır Mustafa Kemal Atatürk yoktu.
Ekran yoktu! Atamızı ne vals yaparken gördük beyaz perdede , ne de geçmiş zaman Cumhuriyet balolarına tek bir atıf vardı. Kerimoğlu zeybeği çalındı. Mevcut başkanlar ve aday adayları sahnede de birbirlerine meydan okudu. Her yer buram buram siyaset koktu!
Bu duruma bir kişi itiraz etmedi. “Cumhuriyet Balosu’na ne yaptınız? ” demedi. Meğer adında Cumhuriyet yazan bir siyasi partinin dayanışma yemeği imiş katıldığımız. Davetiyede okuduğumuz ile yaşadığımız taban tabana zıttı. 100.Yıl Cumhuriyet Balosu! Gittik, gördük yaşadık, bitti, geçti!
Bu sene ne oldu?
101.yılda? Nasıl başladıysa öyle devam ediyor 100 yıllarımız. Bodrum’da Cumhuriyet Bayramı’nda siyasinin biri yine mikrofonu almış eline. Dilindeki siyaseti bayrama bulaştırmış. Yuhlanmış. Tepki çekmiş. Yanındaki geri durur mu karşı atağa geçmiş. Mevcut Cumhurbaşkanımızın fotoğrafının sahnede asılmasına tepki vermiş. Kutlama alanını terk etmiş. Bayrama küsmüş! Yani iktidarı ile muhalefeti el ele vererek Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına gerginliği yakıştırmışlar. Sorsan herkes kendi değerlerini koruma peşinde! Ama Cumhuriyet sahipsiz! Nasıl değer koruma bu?
Cumhuriyet Halk Partisi’nde siyaset yapanlara hatırlatalım:
Milli değerlerimiz, siyasetin üstündedir. Bayram kutlamasında siyaset yapmanın amacı nedir? Bu bir!
Kutlama demek konserden ibaret değildir. Bu iki!
Adınızda yer alan Cumhuriyet’e saygıyı önce sizden bekleriz. Bu üç!
İki sene üst üste yaşattıklarınıza şahit olduk böyleydi. 101 yılda her gün daha da uzaklaştığınız ve yıprattığınız Cumhuriyet değerlerinin farkında mısınız? Bu da dört!
Gelelim yereldeki ana muhalefete, AK Parti’nin, Cumhur İttifakının yerel temsilcilerine CHP’ye tepki mi vermek istiyorsunuz?
“Şu tepkiyi anlamadık, buna anlam veremedik” cümleleriyle muhalefet yapılmaz! “Ateş püskürdü” yok efendim “sert çıkış” falan filan diye başlık koyanlar belli “alkış çavuşu” onların galeyanına gelmeyin!
Bak vakti zamanında da padişah ilan ettikleri kişi geçerken önlerinden ne olursa olsun alkışlarken elleri yoruldu. Ata kodlarında güçlü bulduklarını sorgusuz, sualsiz desteklemek, pohpohlamak var. Boşverin onları. Asır geçer, huy çıkmaz. Yanlış yönlendirilirsiniz. Şunu bilin; bu açıklamanın halktaki karşılığı “vay maşallah başkana bak! ” değil.
Cumhurun gündeminde konular gırla. Bak birkaç örnek sunayım!
Konserlerde harcanan para, bugün Cumhuriyetin varlığına ne katkı sunuyor? Halk bunu soruyor!
Kaç para harcandı? 20 milyon TL’den bahsediyorlar? “Sponsor karşıladı” diye söylentiler çıkıyor? Sponsor neyin karşılığında belediye etkinliklerine 20 milyon TL’yi bağlıyor hem de bu ekonomik krizde? Muğlalı bunu merak ediyor!
Haydi belediyelerin taşınmazlarını satması gibi, Muttaş’ın varlığına varlık katması da çekmedi dikkatinizi diyelim!
Deştin ‘de ” Biz iş adamları ile değil iktidarla mücadele ediyoruz. Çünkü çevre izinlerini peynir ekmek gibi dağıtıyorlar. Yıkıcı etkilerinin farkında değiller. Buradakiler de komisyonlarını aldığı için susuyorlar” cümlesi Muğla Büyükşehir Belediyesinin CHP’li başkanına ait. Kayıtlar internette yayında. Bunun üzerine konuşacak Cumhurbaşkanımızı asıl burada savunacak tek cümleniz bir aydır yok! Kahvelerde AK Parti’nin komisyonculuk yaptığı konuşuldu ne dediniz? Nasıl karşı çıktınız? Cumhur İttifakı seçmeni sokakta bunu tartışıyor!
Dünya Barış Gününde, geçmiş zamanda teröristin cenazesine giden bir ismin sahnesinde, ona “dostum” diye seslenen ve ona uzanan elleri kıran sözleriyle barışı değil düşmanlığı savunan çıkışlara tek satır sözünüz oldu mu? Kendi tebaanız, savunmasız bırakıldığını düşünüyor! Var mı bununla ilgili tek satır açıklamanız? Yok! Neden ? Çünkü halkın gündemine ilişkin takibiniz yetersiz.
Sözün özü;
Atatürk’e sahip çıkacaksak önce ilke ve inkilaplarından başlayacağız. Milli bayrama, özel günlere siyaseti sokmayacak, bayramı bayram gibi yaşayacak ve yaşatacağız.
Sanki taşlar sürekli gediğine oturuyor, ülkede yerelde genelde siyaset iktidarıyla muhalefetiyle hakkıyla her yerde var oluyormuş da bir Cumhuriyet Bayramında meydanlarda eksik kalmış gibi hale tavra bürünmeniz halkı rahatsız ediyor. Ayrıca bu hal tavır maalesef siyaset ve siyasilerden halk nazarında kopuşa sebep oluyor.
İlk Kurucu Cumhurbaşkanımız da son Cumhurbaşkanımız da bizim. Mevcut Cumhurbaşkanımız partili ise ona bu hakkı “Cumhur” yani “Halk” verdi. Halkın kararını saygıyla karşılamak siyasetin gereğidir.
Siyaset makamından beklentilerimiz yüksek, eleştirilerimiz de o ölçü nispetinde. “Herkes makamının hakkını versin” milletimizin beklentisi bu yönde.
Siyasi aktörlerimiz;
Milletimiz; zamanı, parayı ve makamı har vurup harman savurmanızdan şikayetçi!
Haydi selametle…