Kanser, diyabet ve kalp-damar hastalıklarının çok az görüldüğü Japonya’nın Okinawa Adası, dünyada yaşam süresinin en uzun olduğu yer olarak biliniyor. Prof. Dr. Erk, bunda ada halkının beslenme tarzının büyük et-kisi olduğunu belirterek, Okinawa Diyeti’nin özelliklerine dikkat çekti.
Genlerin insan sağlığı ve yaşam süresi üzerindeki etkisi büyük. Ancak sağlıklı genlere sahip olmayan insanların da doğru beslenip, doğru alışkanlıklar edinerek uzun yaşayabileceğini belirten İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Erk, “Japonya’nın Okinawa Adası’nın halkı bunun en somut örneğidir. Farklı coğrafyalarda olsak da onların beslenme sırlarının sağlığımıza olumlu etkileri olabilir. Zira ada halkının uzun yaşamasının sebebi daha çok diyetlerindeki vücuttaki inflamasyonu (iltihaplanmayı) önleyici ve antioksidan özelliği olan bitkisel gıdalara bağlanıyor” dedi ve şu bilgileri paylaştı…
100 yaşını geçen insan sayısı çok fazla
Japonya’nın Okinawa Adası dünyada yaşam süresinin en uzun olduğu yerdir. 100 yaşını geçen insan sayı ve oranı Okinawa’da dünyanın diğer ülkelerinden çok daha fazladır. Türkiye ise 72 yıllık ortalama yaşam süresiyle uzun yaşam klasmanında 98’inci sıradadır. Amerika’ya göç eden Okinawalılarda yaşam süresi kısalırken, Okinawa’ya göç eden Çinlilerde ise ortalama yaşam süresi uzamaktadır. Bu durum da beslenme tarzının etkisini ortaya koymaktadır.
İşlenmiş gıdalardan uzak dururlar
Okinawa diyetinde rafine şeker, tuz ve işlenmiş gıdalar çok az yer alır. Glisemik indeksi ve glisemik yükü oldukça düşük, antioksidan kapasitesi yüksek doğal ve bitkisel bu beslenme tarzı nane, kekik, biberiye, zerdeçal gibi şifalı bitkiler ve baharatlarla desteklenir. Çay, özellikle yasemin çayı ve alkollü içkiler Okinawa’da ılımlı derecede tüketilir. Hem baharat hem de çay olarak kullandıkları ve yüksek antioksidan değerine sahip zerdeçal da ada halkı için olmazsa olmaz bir baharattır. Okinawa diyeti yağdan fakir olmasına rağmen sağlıklı yağ profili içeren bir diyettir. Bu diyette Omega 3 yağ asitleri, tekli ve çoklu doymuş yağ asitleri yeterli miktarda bulunurken, doymuş ve trans yağlar minimal düzeydedir.
Kırmızı et ve balığı sınırlı tüketirler
Okinawa diyeti bitkisel ve sebze ağırlıklıdır. Sebzeler diri halde (az pişmiş) olarak tüketilir. Sarı ve yeşil sebzeler, mantar, tatlı patates (turuncu ve mor), soya ve soya ürünleri, diğer baklagiller bu diyetin temel unsurlarıdır. Tam tahıllar ve meyveler bu bitkisel diyetin ikinci derecedeki önemli besinleridir. Pirinç, Okinawa diyetinde diğer Japon şehirlerine göre çok az yer bulur. Okinawa bir ada olmasına rağmen balık ve diğer deniz ürünleri diyette fazla yer almamaktadır. Balık dahil olmak üzere hayvansal ürünlerin diyetteki ağırlığı yüzde 10-15 oranındadır. Haftada iki kez Omega 3 yağ asitleri açısından zengin olan somon, ton balığı, uskumru gibi yağlı balık tüketerek sağlıklı beslenme tablosunu tamamlarlar. Özetle yağsız kırmızı et, süt ve süt ürünleri ile yumurtanın ada halkının diyetindeki yeri oldukça sınırlıdır. Kalsiyum, iyot ve lif açısından zengin yosun çeşitlerinin tüketilmesi kemik ve tiroit sağlığı için önemlidir. Yetişkin bir insanın günlük iyot ihtiyacı 150 mikrogram kadardır ve bu yosunlardan rahatlıkla sağlanarak tiroit bezinin optimal gelişmesine yardımcı olur.
Az ve öz yemek yerler
Okinawalılar genellikle yavaş yiyip, sofradan yarı aç kalkarlar. Sadece acıktıklarında sofraya otururlar ve sofradan yüzde 80 doymuş olarak kalkarlar ki bunun karşılığı “hara chi bu” özdeyişidir. Yani “sofradan tam doymadan kalk.”
Aktif bir yaşamları var
Bu adada yaşayanlar düşük kalorili beslenmenin yanı sıra aktif yaşam tarzlarıyla da dikkat çekerler. Adada yoğun bir trafik akışı yoktur ve çevre kirliliğine yol açan sanayi tesisleri de bulunmamaktadır. Doğayla iç içe bir yaşam sürerler.
