Sepetçioğlu – Kerimoğlu Yarışında Skor Tablosunda “Halk İsyanı” Yazıyor
“Bir zafer kazandılar hakkıdır kutlasınlar” dedi birçoğu. “Başkanımız güzel oynuyor” dedi alkışladı yüzlercesi. “Daha yeni oturdular koltuğa, bak gör nasıl çalışacaklar” dedi umutlandı Muğla.
Sonra bir yaz geçirdiler. Herkese çetin kış, Bodrum’a, Marmaris’e, Fethiye’ye, Menteşe Akbük’e, Milas’a çetin yaz nasip oldu. Çöpler problem, larvalar sinekler sorun, trafik çile, denizler kanalizasyon ile doldu taştı. Susuzluk geçen yazdan miras kaldı. Elektrik kesintilerine alınan jeneratörler çare olmadı. Elektrik kesilince susuz kalmalar kaldığı yerden devam etti. Halk hizmet bekledi, konserlerin ardı arkası gecikmedi. Başkanlar festival, bayram, şenlik, konser her fırsatta sahnede oynarken görüntülendi.
Sonra bir de borç yükünü kaldıramadıklarını beyan ettiler. 20 yıldır kendi yönetimlerinde olan ilçe belediyelerinde taşınmazlar ihale yoluyla satışa çıkarıldı. Para yoksa festivale ne gerek vardı? Para varsa milletin malı neden satışa çıktı? Diye sorular başladı kahvehanelerde.
Günlerce susuz kalanlar başını her çevirdiği yerde başkanı sahnede oynarken buldu. Gel zaman git zaman yaşanan mağduriyetler tahammülü de azalttı. Serzenişler, şikayetler günden güne artmaya başladı. Halk tarafından verilen sinyallerin hiçbiri yetkili ve ilgililer tarafından doğru okunamadı.
Gelinen son durum:
İlçe Belediyeleri borç içinde, iş milletin malını satmaya kadar gelmiş durumda. Bu hale nasıl gelindi ? sorusunun yanıtını bekliyor kamuoyu. Alt yapı sorunları dolayısıyla halk susuzluk, elektrik kesintileri ve ana isale hattı patlamalarıyla uğraşıyor. Çöpler bile sistemli bir şekilde toplanmıyor. Hatta geçen hafta Bodrum’da miyadını doldurmuş çöp kamyonunun altında bir köpek ezilerek can verdi. Nasıl bir turizm sezonu yaşadığımızı, halkın seçtiği başkanların dostluk ve hayranlık beslediği Yunan turizmi ile kıyaslanan Türk turizmi hakkında neler söylendiğini, yazıp yeniden gündem oluşturmaya gerek görmüyorum. Çünkü başlıklar canımızı yakarken hafızalarımıza da kazındı.
Haydi bunları geçelim. Ülke genelinde çocuklarımız ölüyor, tecavüze uğruyor. Emeklilerimiz intihar aşamasında, açlık sınırında yaşayan milyonlar bizim yurtdaşlarımız. Ortaokul çağında çocuklar kantine gidemez olmuş hayat pahalılığından, tuvalete gidip musluktan akan suyu içip evlerinin yolunu tutuyorlar.
Sayın Başkanlar, bunların hiçbirinin sorumlusu siz değilsiniz diyelim. Eyvallah! Ancak halk bu durumdayken sürekli zıplayacak hoplayacak enerjiyi nereden bulduğunuzu merak ediyoruz. Halk cenazede, başkan düğünde eğlencede görüntüsü çizen bu halinizden rahatsız olanların tepkisine dahi kayıtsız kalışınızı, sürekli benzerlerinizi çoğaltmanızı anlamamızı beklemeyin lütfen. Bu nedir sizce?
Evet eğlenmek hakkınız, evet içinizdeki çocuğun keyfi yerinde daim olsun hep. Ama asil ağlarken vekil gülmez, gülüyorsa da kimseyi rahatsız edecek şekilde bunu defalarca reklam etmez!
Sosyal medyada performanslarınızın altına yazılan yorumlardan biz haya ettik! Sizin halkın sesine kulak kabartmaya vaktiniz yok! Meşguliyetlerinizi, sorumluluklarınızı ve önceliklerinizi sıralar mısınız rica etsek? Biz mi yanlış yerde duruyoruz bilelim. Seçmeniniz olsun ya da olmasın yurttaşın sizden makamın ağırlığı hususundaki beklentisi yanlış mı?
“Gelenek” diyor ya sunucunuz! Bizim geleneğimizde komşunun cenazesi varken evde televizyonun sesi bile açılmaz. Bizim ailenin düğünü, cenaze evinin yakınında ise mekanı değiştirir; gözden, kulaktan uzağa alırız. Sizin gelenekte siz, cenaze evinin bahçesinde yas tutanlara moral olsun diye davul çalıp oynar mısınız ?
Veyahut siz, bugünlere gelmenizde katkısı büyük olan komşunuz aç yatarken, çatlayana kadar karşısında yemek yer, o sırada evde olmayanlara da geldiklerinde nasıl doyduğunuzu anlatır, güler misiniz? Hangi gelenekten bahsettiğinizi, ülke ve şehir şartları bu haldeyken sizin neden sürekli oynarken görüntülerinizin sosyal medyada önümüze çıktığını anlatır mısınız? Biz idrak edemiyoruz.
Ben, size yazılan yorumlardan bir toplama yapayım. Ancak bilin bize ayrılan alana sığmaz boyutta tepki. Hepsini buraya sığdırmak olası değil. Bunlar ve daha fazlası zaten hali hazırda genele açık durumda sosyal medyada. Basın ve halkla ilişkiler biriminiz bir baksın bakalım sandığınız gibi rakip partinin sizi çekemeyen trolleri mi? Yoksa mağdur vatandaşlar mı ya da seçmenleriniz mi serzenişte bulunanlar?
Hiç gücenmeyin, alınmayın, gocunmayın. Tam 8 aydır bekliyoruz, farkına varın; yurttaşa bu hal yetmiş gari! Sadece bunu lütfen anlayın. Sosyal medyayı açın, sizler oynarken paylaşımların altına yapılan yorumlara bizzat sizler zaman ayırıp bakın. Kendinize yakıştırıyorsanız, biz de size yakıştırırız Sayın Başkanlar. Ancak bize fazla geliyor lütfen kusurumuza bakmayınız!
Lafın kısası; Bektaşiye iki testi şarap vermişler “bunları tat ve hangisinin daha iyi olduğunu söyle” demişler. Bektaşi birinci testiden bir yudum almış sonra ikinciyi gösterip “bu daha iyi demiş.” “İkinciyi tatmadan nasıl böyle diyorsun” diye sormuşlar o da “bundan kötüsü olmaz” diye yanıt vermiş.
Haydi selametle…