Son yedi toplantıyı bizzat takip ettim. Ocak’ta konu; taşınmazların satışıydı. Halktan çok tepki vardı. Tek ve yegane salonun dolduğu toplantı da oydu. Öylece de kaldı.
Bak o gün, Başkan Mandalinci net konuşmuş ” Bodrum halkına sorarsak kimse istemez ama satmak zorundayız taşınmazları ” demişti. O zaman anlamak gerekirdi, halka rağmen, halktan kopuk bir belediye olduğunu ama ısrarla anlamazdan geldim. Hep bir umut gittim meclis toplantılarına sonrasında da izledim, notlarımı yazdım, paylaştım. Geçen ay Gümüşlük’ten gelen “kıyılar halkındır” diyen yaşlı bir yurttaş ile başkanın arasındaki sohbete tanık oldum. Videoyu çektim paylaştım. Halkın meclisinde halk azarlandı. Muhalefet izledi, CHP’liler izledi. Bir Allah’ın kulu da “biz hizmet makamındayız, hizmetine talip olduğumuz halk ile bu üslup yakışık alıyor mu Sayın Başkan?” diyemedi! Hatta içlerinde bu şahitlikte gülenler bile vardı! Akıl mı tutuldu o sırada yoksa vicdan mı ayırt edemedim!
GİRİŞ
O günde yine yaklaşık yarım saat saygıyla dinlemiştik: Başkanın hiç gerekli olmayan uzadıkça uzayan Mayıs ayında yaptıklarını anlatan girizgahını.
Temmuz’da da Haziran ayını dinledik sabırla tam 38 dakika! Konuşan kişinin sıfatı “başkan” olunca hızlı cevap verme merakı, azarlanma riskine karşı cepte tutuluyor anlaşılan. Kimse sözünü kesmiyor başkan konuşurken şükürler olsun. Ne güzel saygılı dinleme ortamı. Başkanın ay boyunca gittiği cenazeler, kıldığı namazlar, yüzme yarışında kazandığı üçüncülük, Kabotaj Bayramında gereğinden fazla yağlanan direkler, belediyeye bağış çağrıları gibi oldukça geniş yelpaze…Muharrem ayının manevi anlamı ve lokma hayırlarını unutursam küser mi bilemedim? Abisinin nikahını kıydığını bu şekilde de Türkiye’de belki dünyada ilk olduğunu yazmayı evet evet kesinlikle unutmamalıyım! İşte yazdım. Süper oldu!
GELİŞME
Geldik gündem dışı konuşmalara. Temmuz Ayı Bodrum Belediye Toplantısı haberini yapan arkadaşlar genişçe yer vermiş. Hiç tekrar üstünden geçip alanımı daraltma niyetinde değilim. Neden? Çünkü her ay olduğu gibi bu ayda yine muhalefet kanadından bir çırpınış vardı. Onu aktarmak lazım. AKP Meclis Sözcüsü hanımefendi, görseller ile çalışıp gelmiş. Çamurlu içme suyu borularından birkaç örnek verdi. “Bu borulardan giden su Bodrumlunun evinde musluktan çamur olarak akıyor” dedi. “Genel siyasete ara verin de yerelin sorununa çare arayalım” çağrısında bulundu. Hanımefendiye ilk defans Başkan Mandalinci’den geldi: “DSİ ile istişare toplantıları yapıp çözüm arayalım bu sadece belediyelerin sorunu değil” dedi özetle başkan. Ardından aynı zamanda MUSKİ’de görev alan CHP’li Meclis Üyesi nazikçe görsel ve bilgilendirme için teşekkür etti kendisine. Gereğini araştırıp bilgilendirme yapacağını da ayrıca ekledi. Bir başka CHP’li Meclis Üyesi de konunun muhatabı olarak Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin önceki Başkanı Gürün’ü işaret etti. Üstelik konunun yargı sürecinin devam ediyor olmasına rağmen Ahmet Başkan’ın bu konuda çok önemli adımlar attığını söyledi. CHP’nin kurumsal yapısında halef selef kavramlarının ne kadar yıprandığının da, eski Başkan Osman Gürün’e genel merkez ne kadar sahip çıkarsa çıksın, onurlandırarak veda ederse etsin, yerelin aynı minvalde düşünmediğinin de bir kez daha altı net çizildi.
Bu konuda AK Parti ile CHP görüşlerde birleşti. Konu gülümseyerek tatlıya bağlandı. Bir anda halkın halen mağdur olduğu da unutuldu. Bodrum’un su sorunun çözümü de devlet eliyle yapılan baraja yani 6 yıl sonraya elbirliğiyle bırakılmış oldu.
SONUÇ:
Halk Bekliyor!
Belediye kafelerin lüks restoranlarla yarışan haline çözüm var mı? Sahile koyulan 100 TL’lik şezlonglarla övünmek yerine tertemiz halk plajlarına Bodrum hakkını vere vere kavuşmayı başaracak mı? Halkla denizin arasına giren bu haksız düzene “dur!” diyen olur mu?
Halk Sabrediyor!
Susuzluğa, kanalizasyonların denizi kirletmesine, arıtma tesislerinin kapasitesini aşan hallerine ve tüm bunlara rağmen ödenen su faturalarına… Sintinelerini denize boşaltan tur teknelerine, insan canını hiçe sayarak yol alan başıboş zodyaklara, trafiğe, elini kaldırsan da durmayan dolmuşlara, sürekli kesilen elektrikle bozulan beyaz eşyalara…
Yerelin sorunlarına kayıtsız kalan ve ayda bir geldiği Bodrum Belediye Meclis Toplantısında ağzını kapatmaya bile gerek duymadan esnemekten yorulan Meclis üyelerine…!
Bak ben hiç sabırlı değilim sabah izler, akşam yazar, ertesi gün kimseden icazet almadan yayınlarım!
Ama Bodrumlular oldukça sabırlı. Desemki ermiş sabrı mı verdi Allah? Vermiş valla, yemin etsem başım ağrımaz…
Bodrum’un tek ihtiyacı:
Liyakat! Liyakat! Liyakat !
Haydi selametle.