Bir çığırtkanlıktır gidiyor; “Yanan yerler, imara açmak için yakıldı.” “Bu alanlar, birilerine satıldı.” Gibi, aslı astarı var mı yok mu demeden, mektepli mektepsiz üfürüyoruz.
Yangın çıkar; yangın uzmanı , salgın başlar; salgın uzmanı, deprem olur; deprem uzmanı oluruz. Gözümüzden hiçbir şey kaçmaz.
Yangın çıkınca mı fark ettik orman arazilerinin yok oluşunu…
Gazeteciler konuyu gündeme taşıdıkça, ülkenin gelişmesini istemiyormuşuz suçlamasıyla karşı karşıya geldik hep.
Dün dahi; Bodrum Gündem Fatih Bozoğlu, hiçbir yorum yapmadan, Milas Meşelik Mahallesi sınırları içerisinde olan Titanik Otel’in düzenlediği basın toplantısını canlı yayınlarken, bir çok suçlayıcı yorumlar mevcuttu.
O bölgeyi; Turizm Merkezi İlan eden Turgut Özal’dan başlayarak, bu güne kadar iktidarı elinde bulunduran hiç kimse suçlu değil, basın açıklamasını canlı yayınlayan gazeteci suçlu. Bu mudur gerçekçilik anlayışımız?
Şehir Plancıları Odası, Milas Belediyesi ( Bodrum ilçe sınırları içerisinde değildir) çıkıp demiyor ki “bu bölge yanıp ta imara açılan bir alan değildir. Yanan yer imara açılmamıştır.” Yanan alanın yanında olan otellerin yapıldığı yerler, uzun yıllar önce Turizm Merkezi ilan edilip, tahsisler yapılarak imara açılmıştır.
Devlet kurumlarının, Odaların ve belediyelerin asli görevlerinden birisi de, halkı doğru olarak bilgilendirmektir. Aksi halde, toplumsal barış bozulmaktadır.
Seçmen olarak; seçtiklerimizi sorgulamamız gerekirken, hep yatırımcıları sorguladık. Suçlu arıyorsak önce kendimiz, sonra başkaları olmalıdır.
Başta Bodrum olmak üzere; Turizm Teşvik, özelleştirme adı altında tonlarca alan katledilirken kimsenin sesi çıkmazken, yangın olunca herkes alevleniyor.
Bizi yakan yangın asıl liberal ekonomidir. Günlük yaşamımızda hayat bulmasıdır.
Orman arazilerinin imara açılması için veya satmak için yakmaya gerek yok, kanun ve yönetmelikler orman alanlarının imara açılmasına olanak tanımaktadır.
Bodrum Belediyesi, Mimarlar Odası, Mühendisler Odası çıkıp gerçeği belgeleriyle açıklasınlar, yakılarak imara açılan yer var mı? Orman alanlarında, turizme tahsis edilen ne kadar bir alan var. Bu hesapların içerisine tarım alanlarını, mesire alanlarını, tabiat parklarını da koymak gerekir.
Ellerinde böyle bir veri var mıdır bilmem, ancak olması gerekirdi.
On beş gündür Bodrum’da yaşanan orman alanlarındaki yangın yerleri imara açılacak mı açılmayacak mı tartışması bir kenara, bu alanlarda imara açılmış yer var mıdır, yok mudur ona bakmak lazım.
Yanan, Bodrum sınırlarında olmasa dahi Güvercinlik Koyu oteller bölgesi, bant şeklinde Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından altlık olarak kullanılan, 25 binlik planda imarlı görünmektedir. Bodrum’un Mazı Mahallesi, Çökertme Planları adı altında yıllar öncesinden planlanmış, ancak yargı bu planı iptal etmişti.
Fakat, Turizm Merkezi olan tüm alanlarda bakanlık istediği planlama yetkisine sahiptir.
Bir taraftan tahsisler, bir taraftan özelleştirme, Bodrum ve benzeri yerlerin en büyük doğa katliamının sebebidir. Doğal olmayan ve katledilen alanlardan bütçe açığını kapatma, başkalarına para kazandırma hevesi ve halkı bu alanlarda köleleştirme çalışmasıdır ki, bu günümüzün siyasi iradesinin tek başına yaptığı bir şey değil, sadece hızlandırdığı bir durumdur.
Aklıma gelen birkaç yeri yazayım;
Gökçebel’ de 450 bin metrekarelik bir alan, otel ve marina projesi…
Göl Mahallesi Cennetkoy, yaklaşık 700 bin metrekare…
Yalı Mahallesi, 500 bin metrekare…
Müskebi Mahallesi, 1 milyon metrekare…
Tahsis ve özelleştirme dışında, Milli Emlak tarafından satılan yerler işin cabası.
Birde TOKİ gelirse, Lüks yapılaşma nasıl olurmuş hep birlikte yaşarız.
Güneş enerji santrali yeri adı altında, çam ağaçları kesilerek imara açılmak istenen yer Eylül ayında Belediye Meclisi’nde gündem olacak, bakalım ne sonuç çıkacak.
İşin suçlusu gazeteciler değil, sistemin kendisidir. Yangından dahi bireysel çıkar sağlamak isteyen, siyasi ikballerini bu olaya dayandırmaya çalışan bir çok vekil, belediye başkanı olduğunu düşünüyorum.
Gereksiz açıklamalar, toplumu kutuplaştırıcı söylemler, yangını kendileri söndürüyormuş pozları vermeler, birileri dümen peşinde iken;
Orman emekçileri sinek avlıyormuş hissi uyandırmak ,kimin ne işine yarar? Hele gönüllülerin emeğini kim görmezden gelebilir?
Bu anlamda Onlara tek sözüm
Yanan yerler babanızın çiftliği değil, Vatan Toprağıdır.
Bodrum’un geleceği Bodrum Halkının iradesi ile planlanmalıdır. Yarımadada Mastır bir plan yapılmalı ve çok önemli olmadıkça didiklenmemelidir. İmar planı demek; tek başına, yapılaşma demek değildir.
Bodrum Belediyesi, Büyükşehir Belediyesinin mahallesi olmaktan kurtulmalı ve özel statülü turizm belediyesi kurulmalıdır.
Vesselam…
Kanuna göre imar planları herkese açıktır ancak bunları topluca göreceğimiz bir sistem henüz gerçekleşmemiştir.