Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Muğla
Parçalı Bulutlu
35°C
Muğla
35°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Parçalı Bulutlu
36°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
36°C
Salı Açık
37°C
Çarşamba Açık
39°C

MUPA: Göstermelik Bir Oluşum Değil

A+
A-

MUPA: Göstermelik Bir Oluşum Değil

Baştan söyleyeyim, toplantıda gözleri beni arayanlar olmuş. Onlara çok teşekkür ederim. Büyükşehir Belediyesi canlı yayınlıyor çok şükür. Orada olmayışıma sebep olarak, “kıyafet seçemiyorum” demek isterdim. Yok yok asıl konu şu; zaman yönetimim bu ara sıkıntılı, çok iş var çalışma masam dertli, ondan ayrılamadım.

Her neyse dersimiz :MUPA. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın konuşmasında altı çizilmesi gereken çok fazla husus var. Fakat birinci sırayı söze direkt MUPA’nın ne olmadığını anlatarak başlaması kaptı. Başkan Aras dedi ki: “MUPA, göstermelik bir oluşum değil. Biz burada çalışıyormuş gibi görünmek için değil, halkın ihtiyaçlarına yönelik kamucu bir yaklaşımla sonuç odaklı işler yapmak için buradayız.”Acayip bir başlangıç cümlesi. Alt benlikte ne oluyor acaba? diyesi geliyor insanın. Muğla Planlama Ajansı’nın içeriğini henüz bilmediğimiz için eleştirel savunma kabul edilecek bu tümcelerin gereğini bugün anlamak güç ancak yarının kapısı aralandı düş bahçelerimde.

Sonra şunu da net belirteyim; sokak hayvanları ve kadınlara sahip çıkacak bir insan ırkı cinsi aramıyorum başkandan bağımsız olarak. Hatta, mümkünse erkek cinsinin kendine sahip çıkması ve adam olmasından tarafım. Bakıyoruz etrafta “kime nasıl laf soksak, had bildirsek, kaşımızı çatıp orta parmağı kaldırıp uyarıda bulunsak” diyenlerin çoğu çağımızda maalesef bu cinse mensup.
Çağın adamlarını tenzih ediyorum ama erkekleri görünce “Dostum hayırdır sen nereden aldın gazı, hızla freni de patlatmış gidiyorsun?” demek isterken “dur bakali” diyorum. “Cins” diye hitap etmek benim fikrim değil başkanın etkisi çabuk geçmeyecek gibi idare edin gari.

Şimdi bu etkiden uzaklaşmak için derin bir nefes aldım ve devam ediyorum…

“Liyakat” kronik hale gelen tüm dertlerin baş sorumlusu. MUPA Genel Müdiresi Tansu Özcan’ın gündeminde de liyakat vardı. Bir an konuşmasını dinlerken ekranda kelebek açıldı. Oradan Cem Yılmaz bana seslendi :”Yaw bu liyakat arayanlar niye hep başkalarında var mı diye bakıyor, kendi üstlerinde var mı yok mu diye bakmıyorlar. He heheh” dedi. Ardından uçtu gitti kelebek.
Liyakat, biraz da kendinden önce o makamda oturanlara saygıda aranır. Özcan’ın geldiği İstanbul’dan esinlenerek yabancılık çekmesin şöyle ifade edeyim; daha yeni basmışken Muğla’nın taşına ifadelerinizde “MUSKİ çalışmalarında bize bir kere daha gösterdi ki siyasiler sadece kendilerine temas edenleri dinlerlerse çoğu kez doğru olmayan bilgiye maruz kalabilirler.Sayın Başkanımızın seçim döneminde neredeyse her gün birlikteydik başkandan su talepleri neredeyse tamamı su kesintileri üzerineydi. Bununla birlikte o şikayetleri dinlediğinizde adeta kentte kimsenin MUSKİ’den memnun olmadığını düşünürdünüz. Oysaki gerçekler öyle değildi. Başkanımızın liyakatli kadroları oluşturmak için gösterdiği çabanın hızlıca hem hizmetlerimizde hem de vatandaşta karşılık bulduğunu gördük.” bu cümlelerin varlığını “çok riskli” olarak değerlendiriyorum. Ayrıca MUSKİ son 6 ayda su kesintilerini bıçak gibi kesmedi, kesmesi de beklenmez. Önceki yönetim varken de çayı, yemeği musluktan akan suyla yaptı vatandaş şimdi de aynı şekilde. 6 ay önce musluktan çamur akmıyordu. Majör bir iyileşme yok. Eğri oturup doğru konuşalım. Su fiyatları dün en pahalıydı Türkiye sıralamasında bugün de. Gelir gelmez vaad söylemi faturaya yansımıyor hemen. Su fiyatının, Türkiye ortalamasını yakalaması da teşekküre değer mi ona da halk karar verecek. Memnuniyet anketlerine de gerek yok: Başkan Aras’ın Sepetçioğlu’nu oynadığı görüntüler her paylaşıldığında, sosyal medyada halkın su kesintilerinden yaşadığı mağduriyetlerin boyutu zaten okunuyor hemen. Hiç baktınız mı planlama yaparken?Halk bizi nasıl görüyor, hakkımızda ne düşünüyor falan. Yoksa sadece size gelenleri mi dinlediniz? Sosyal medya sahası inanmazsınız belki ama maşallah anket çalışması gibi o paylaşım etkileşimleri. Bunun için belediye taşınmazlarının satışından başka çözümü kalmayan yerel bütçelere yeni bir külfet oluşturmaya anket firmasına para ödemeye gerek yok.

MUSKİ, geçen dönem CHP himayesindeydi. Bu dönem de öyle. Sanki başka bir ekolden bugüne gelinmiş gibi geçmiş dönemi ve yönetimi bu şekilde eleştirirsek, CHP Lideri Özgür Özel’in Muğla’da mitingde yaptığı teşekkür konuşmasını ve genel merkezde Eski Başkan Osman Gürün’e tevdi edilen görevi filan hepsini toptan tartışma konusu yaparsınız ve zaten yaptınız oldu MUPA Genel Müdiresi Tansu Özcan. Ne diyelim yeni görevinizde liyakat esaslı başarılar dileriz.

Seçilen başlıklar arasında tarıma ayrı başlık açılmış. Tarıma gelince, Türkiye genelinde değil, tüm dünyada çiftçiler 2016’dan beri isyanda. Fransa’da ilgili bakanlığın önüne gübre yığdı çiftçiler. Hollanda, Yunanistan, Macaristan, Türkiye’de ve birçok ülkede otoyollar kapatıldı çiftçi eylemlerinde. Üreticiler bu işten havlu attı, atacak. Dünya, bu konuda çok ciddi bir dönemeçte. Hayvancılığın geldiği durum desen içler acısı. Karkas girdi ülkemize mertlik bozuldu adeta. Çok oldu tasını tarağını topladı, el çekti küçük üreticiler. Sütün içinde süt yok, sokak hayvanı bilip içmiyor, biz içiyoruz.

Yerele dönelim; “Ata tohumu ekmesin çiftçi” diye yapılanları dinlediniz mi hiç Perşembe Pazarı’ndaki köylüden. Yerelde alt yapı sıkıntıları dolayısıyla su kesintilerinden rahatsız Milas’taki köylülere gittiniz mi? Hani Akgedik Barajına gelip isyan bayrağını açanlara. Tarım politikalarının değil de belediyelerin yeteneksizliği dolayısıyla uğradıkları zararlar konusunda bilginiz var mı? Bunların araştırmasını yaptınız mı? Önce kendi kapımızın önü, önce kendi gücümüzün yettiği ile başlamaz mı sizin orada temizlik? Birden bire dünyaya mı kafa tutarsınız “bu ne pislik merakı” diye? Herkes sizin dilinizden anlar mı?

Sözün özü; insan ve hayvan haklarının peşine hukuk devletimiz düşecek. Ülkeler arası anlaşmalarla, işbirlikleri ile çözüm aranacak sorunların peşine Uluslararası topluluklar düşecek. Yerel yönetim ise kendi kabını doğru dolduracak.

Muğla Planlama Ajansı ise başlık, Muğla Büyükşehir Belediyesi çatısı altında, önce temiz Muğla, sonra ulaşılabilir Muğla ve herkes için erişilebilir Muğla hedefine sahip çıkacak. Bunlar oldu mu? Tamam. Sonrası sonra. Örneğin, sokak hayvanlarını kısırlaştırma ödevi belediyedeyse siz kısırlaştırmaları planlayıp, barınakların son halini araştıracaksınız. Onları daha da iyileştirmeyi belki “Türkiye’de sokak hayvanlarına en iyi biz bakarız” demeyi hedefleyeceksiniz. Muğla’da mama eksikse Tarım İl Müdürlüğü bakar çaresine, koordinasyonu sağlarsın, olur biter. Günün sonunda herkes kendi karnesinden sorumlu!

Büyük büyük konular seçilmiş, içinin belediye ölçeğinde dolmayacağı açık. Majör sorunlara minör serenadlar ile görünür olamazsınız. İhtiyaç piramidi belli. En altta festival,konser falan yok. Oynayanları izlemek de ne karın doyurur ne de çöp kokularından arındırır. Tecrübe ettik, kafi.

Takipteyiz! Neyin takibi bu? Sosyal medyada verilecek pozun takibi mi? Festival takibi mi? Konser takibi mi?

Belediyenin daha şeffaf, hesap verebilir, toplum sorunlarına çözüm geliştiren bir yapıda olmasına yönelik içi dolu bir proje, eski yönetim anlayışının ötesine geçecek bir aksiyon planı görmedim. Akıllı şehir, dünya şehri Muğla çağa ayak uydurmaya yönelik de bir şey yok. Kasası dolu olarak devralınan bir belediyenin, ilçe belediyeleri borç batağındayken, milletin malı ihalelere konu edilirken uğraştığı kof çalışmaları “bak işte bu şımarıklık” derken buldum kendimi.

Görüntüleri youtube’a yükleyen arkadaşlarıma teşekkürü bir borç bilirim. Arşivimiz emeklerinizden oluşuyor.

Sonraki yazının konusu “İki Yaka Festivali”nin Kos’taki karşılığı…

Haydi selametle…

Ted Koleji
Yazarın Diğer Yazıları