Uluslararası Değil ‘7 Mil Arası İki Yaka Festivali’nin Yunan Karşılığı
Daha sözün en başında barış için savaşan ataların mirasçısı olarak derdimin barış çabalarına gölge düşürmek olmadığını belirtmek isterim. Ancak bazılarının gözü kulağı maalesef 7 mil uzağında neler oluyor? görmüyor. Konserler, festivaller, müziği her duyduğunda yerinde duramayan kıpır kıpır tazecik belediye başkanlarımızı sahnede izlemek, sanatla dostluk köprüsü kurmak güzel.
Ancak bunların hepsi Bodrum’da. Peki İstanköy (Kos)’de bunların karşılığı nedir? Hiç baktınız mı?
Bodrum Belediyesi ve Muğla Büyükşehir Belediyesi sosyal medyadan, yerel/ulusal gazetelerden ne kadar “barış elçisi” olduklarını gösterdiler. Renkli fotoğraflar, ışıl ışıl cümleler barış, dostluk mesajları paylaşıldı. Şarkılar, türküler derken sabah oldu erken. Çok güzel.
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, 2019’da barış meşalesinin yandığını ifade etti. Doğrusu ben 2019 ‘dan 2023’e kadar neler yapıldı ? diye sordum kendime. İnternette arama motoruna “4. Uluslararası İki Yaka Kültür Festivali “ yazınca ne bir, ne iki, ne üç, ne dördüncü ile ilgili tek haber yok. Onlar basından bağımsız mı yapıldı? Yoksa “beşinci” ibaresi bir sıralama değil de sembolikti ben mi yanlış anladım. Bilemedim.
Ancak, “2023 İstanköy Bodrum” yazınca emekli Tümamiral Cihat Yaycı’nın kanımı donduran röportajına denk düştüm. Röportajda Büyük Taarruzun 101. yıl dönümünde, İstanköy Belediyesi tarafından düzenlenen “dostluk” etkinliğine katılan Başkan Aras hakkında konuşan Emekli Tümamiral Cihat Yaycı, “Eğer doğruysa çok büyük bir skandal var. Bodrum Belediyesi’ndeki heyet 26 Ağustos’ta Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin yıldönümünde İstanköy Belediyesi tarafından düzenlenen sözde Pontus Anıtı’nı ziyaret edip etkinliğe katılmışlar. Doğruysa çok büyük bir acıdır. Siz buraya katıldınız mı? Atatürk’ün partisi bundan hesap sormayacak mı? İçişleri Bakanlığı bundan hesap sormayacak mı? Umarım doğru değildir” diyor. Böyle bir şey olmuş olabilir mi? derken sosyal medyadan dönemin Bodrum Belediye Başkanı Aras’ın Emekli Tümamiral’e “Sevgili” hitabıyla başladığı şu mesajı önüme düşüyor : “Sevgili Cihat Yaycı Paşamız, kameranın karşısına geçerek 25 Ağustos günü Kos Adası Belediyesi tarafından düzenlenen Kos Bodrum Dostluk Konseri’ne katılmamızı kendinizce yorumlayarak eleştirmişsiniz.. Paşam, 30 Yıllık Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu olarak ben, Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün Yurtta Sulh, Cihanda Sulh sözüne yürekten katılan ve tıpkı Ulu Önderimiz gibi dostça uzatılan her ele elini uzatan, düşmanca uzanan her eli de kırmasını bilen bir insanım. Dolayısıyla siz, dostça uzanan ellere elimizi uzatmamızdan endişelenmeyiniz çünkü düşmanca bir durumda biz, yapacağımızı biliriz.
Ayrıca, 15 Eylül günü bu etkinliğin Bodrum’daki bölümüne de programınız uygunsa, sizi de bekleriz.. Bilginize, Bodrum’dan sevgiler, selamlar..”
Paşa, her ne kadar bu geziyi Başkan Aras’ a yakıştıramasa da bu gezi olmuş. Hatta Deneyimli Gazeteci Mustafa Gündoğ, bu konuyu köşesine taşımış ve demiş ki: “ Bodrum Belediye Başkanı ve beraberindeki Bodrum Belediyesi temsilcileri sözde Pontus Rumları Soykırım Anıtı dikilmesi kararını alan ve açılışını da yapan (Bodrum Belediyesi’nin kınama açıklaması dahi yapmadığı) İstanköy Belediyesi tarafından Büyük Taarruzun 101. yıldönümünde, 26 Ağustos’ta düzenlenen sözde “dostluk”etkinliğine tüm ağırlama masrafları karşılanmak suretiyle katıldı.”
Daha önce Ocak 2022’de de yine İstanköy’deymiş Bodrum Belediye Başkanı Aras. Pandemi falan dinlememiş, kapmış maskesini gitmiş karşı yakaya. Bu ziyareti ölümsüzleştirmek için çekilen fotoğrafta iki dost mevkidaş var. Avrupa Birliği Bayrağı var. Yunan Bayrağı var. Ancak Türk Bayrağı yok. Bu da tepki çekmiş hem de İstanköy’deki yurttaşlarımız ve Bodrum halkı tarafından, ne acı değil mi?
Şimdi 2022 ‘de gezinirken internet hafızasında başka ne var ? Yunanistan eski Başbakanı olarak bilinen, Türkiye’de ise terörist başı Öcalan, Yunanistan’a kaçtığında onu kabul eden Dışişleri Bakanı olarak anılan Papandreu ile karşılıklı Kerimoğlu Zeybeği oynuyor Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras.
2023 yerel seçim arefesine geliyoruz. Orada ne var ? İYİ Parti Bodrum Belediye Başkan Adayı Raşit Emir Süer’in, “malum örgütün ele başının avukatlığını yapan kişiyi belediye başkan yardımcısı olarak atadığı” iddiasına sessiz kalan CHP Muğla Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ahmet Aras, çıkıyor karşımıza bu kez el sıkma polemiği ile. Sonrasında öğreniyoruz, her ne hikmetse iddiaya konu olan şahıs apar topar görevden sessizce uzaklaştırıyor. “İfşa oldukça sessizce uzaklaştırılan başkaları da var mı? Yoksa bu ilk ve son muydu?” diye soruyor insan içinden düşünürken. Bu iddiaları içeren konuşmaları halen Raşit Emir Süer’in sosyal medyasında yayında ve hala yanıtsız.
Bunların hepsi “barış elçisi” olan Başkan Aras’a atılan kötü niyetli, mesnetsiz iftiralar mı? Dostluğa halel getirmek isteyenlerin düzenlediği karalama kampanyası mı? Hepsi montajda olabilir bu görüntülerin eni konu internet hafızası! Ancak, Emekli Tümamiral’a karşı “Sevgili” diye başlayan seslenişi sahiden 30 yılını Türk Silahları Kuvvetleri’ne vakfetmiş Başkan Aras mı yazmış yoksa o sayfa ele mi geçirildi o dönem troller tarafından? İnanın hepsi koca bir muamma!
Tüm bunları bir yana bırakalım. İki Yaka Festivali barış ve dostluk için bunu aldık kabul ettik. Festivale katılım sağlayan tüm yurttaşlarımızın iyi ve halis niyetleri ile. Peki hiç bakma şansınız oldu mu İstanköy Belediyesi’nin sosyal medyasında mütekabiliyet nezaketi gereği ziyaret paylaşımları Bodrum’da olduğu gibi büyük bir sevinçle ve gururla paylaşıldı mı ? Varsa böyle bir paylaşım, bizde olduğu gibi, altında sevinç nidaları atan Yunan dostlarımızın mutlulukla barış cümlelerini yorumlarda dile getirdikleri,belediyelerin sosyal medyalarında onları da görmek isteriz. Dostluk eli tek taraflı uzanmaz! Bizim verdiğimiz emeği, saygıyı,sevgiyi aynen karşıdan da bekleriz. Neden? Çünkü; karşılıksız aşk bile “kara sevda” diye anılır bizim topraklarda, hatırlatırım!
Bu yıl Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci’nin makamında çekilen fotoğraf sonrası Yunan mevkidaşı Nikitaras sosyal medyada Pontus Rum Kos Derneği yöneticilerinin lincine uğradı. Açıklamada kullanılan ifadeler ise Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’e en iyileştirilmiş haliyle ifade edeyim büyük saygısızlıktır. Buna “Atatürkçüyüm” diyen kim duyarsız kalabilir ve nasıl sessiz, kayıtsız kalıyorlar anlamakta da zorlanıyorum.
Ne dediler biliyor musunuz?
“-Kos Belediye Başkanı’nın atalarımızın kasabının önünde, büyükanne ve büyükbabaları (soykırımların öfkesinden sağ çıkmayı başaranlar) çürümüş gemilerine binmiş olan Küçük Asya’daki diğer birçok kardeşlerimizin kasabının önünde görüntüsü, diğer birçok adada ve Anavatanımızın bazı kısımlarında olduğu gibi, köklerinden sökülmüş üzüntünün mülteci Kos’a da ulaşmasına neden oluyor.
-Unutmuyoruz ve adil olmalıyız, Pontus Helenizmi Parkı ve Pontus Rumları Soykırım Anıtı’nı oluşturmak istediğimizde yanımızda olan Kos Belediye Başkanıydı, Pontus Helenizminden, Pontus Helenizmi’nden bahsettiğini gördük.
-Küçük Asya’nın Helenizmi ve çektikleri işkenceler, Pontus kökenli insanlarla olan aile ilişkilerini biliyoruz ve kendisinin de Türk propagandası tarafından, onların kendi sembollerini aktarma öfkeleri tarafından tuzağa düşürüldüğünü, bunun farkında olmadığını varsayıyoruz” dediler.
Bunun haberi bizim sitemizde yer aldı. Ben de burada okudum ve aldım. Ellerinin altındaki haber sitelerinde Türkçe hazır metin duyurusu vardı. Görülmemesi imkansız. Ancak, herkes kayıtsız şartsız dostluk ve barış peşinde!
Bizim ısrarla “İstanköy Belediye Başkanı Nikitaras” dememize karşılık, Yunanlılar ve Yunan hayranları tarafından “Kos Belediye Başkanı Nikitaras” diye altı çizilen, belediye başkanının soyadında taşıdığı atası kimmiş bilir misiniz? Nikitas Stamatelopoulos Nikitaras. Yani? “Turkofagos” Türkçe çevirisiyle “Türk Yiyici” olarak anılırmış tarih kitaplarında. Mora Yarımadasında sessizce yaşanıp, tarih sayfalarında karşımıza çıkanlar. Yasını bile hakkıyla tutamadıklarımız. 1821’de Navarin Katliamı’nda ve 1822’de Dervenakia’da işkenceyle öldürdüğü Türkler dolayısıyla bu sıfatı almış! Ne umduk ne bulduk iyi mi? Nereden nereye düştük!
Şimdi yaz boyunca reklamı (Türk turizmini küçük düşürerek) çok yapılan Yunan Adalarına bir merakla Pontus Rumları Soykırım Anıtı’nı ziyarete gidecek varsa, bizim ile ilgili soykırım konusunda şüphesi olan, açıp Salim Durukoğlu’nun ‘Türklerin Uğradığı İşkence, Sürgün, Katliam ve Soykırımlar Sözlüğü’nü hatmedecek yola çıkmadan! Bu kitabın giriş cümlesinde yer alan “Tarihte sekiz soykırım varsa, yedisine Türkler maruz kalmıştır. Soykırımın coğrafyası Balkanlardan Anadolu’ya, Kıbrıs’tan Ortadoğu’ya, Kafkaslardan tüm Türkistan’a ve Uyguristan’a kadar genişlemekte ve yüz milyonun üzerinde bir Türk nüfusun kaybına karşılık gelmektedir. Son iki yüz yılda nüfusu ve nüfuzu hızla eriyen tek millet Türklerdir. Bu acı ve katlanılmaz gerçeğe rağmen bu soykırımın uygulayıcıları ve yerli işbirlikçileri, tarihi gerçekleri tersyüz etmekte, Türkleri soykırım yapan bir millet gibi dünya kamuoyuna sunmaya çalışmaktadır.” cümlesindeki gerçeklerle tek tek yüzleşecek. Bilgisiz ilim olmaz! Sonra dostluk, sonra barış… Önce yüzleşme! Önce karşılıklılık nezaketi! Önce barış için savaşan tek Dünya Lideri önünde o ceketlerin düğmeleri tek tek iliklenecek!
Bizim, sizin üstünüze konduramadıklarımızı siz üstünüzde taşımaya bu kadar meyilli olmayın. Tarih boyunca hep barış için savaştık. Kendi acılarımızı sineye çektik. Atamızın savaş ortasında işaret ettiği “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesini şiar edindik. Ve fakat mevcutta Mustafa Kemal Atatürk’ü “kasap” diye ananlara sessiz kalmayız.
Tepki çeken fotoğrafta yer alan Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci’nin sükunetle oturmasına da anlam veremedim. Mustafa Kemal Atatürk’ün hakarete uğraması ve kendi mevkidaşının yani İstanköy Belediye Başkanının sosyal lince uğraması sessiz kalınabilecek bir husus mu? Hepsi dostluktan mı? Veyahut “zaten onlar sessizce gelip gidiyorlar, paylaşım yapmıyorlar” diye düşünüp bakmıyorlar mı 7 mil ötenin bir tıkla ulaşılan haber yansımalarına?
Ayrıca, Yunanistan’ın sessiz işgallerini de, ihlallerini de kabul etmiyoruz. Zaten devletimiz tarafından da tepkiler ilgili makamlara ifade edildi. Çok önce yaşanmadı bunlar 25 Eylül 2024’e takvim yüzünü dönerken yaşandı. En net tepkilerden biri de CHP’den geldi. Hani Büyükşehir ve Bodrum Belediyesi’nin partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi’nden. CHP Genel Başkan Yardımcısı emekli Amiral Yankı Bağcıoğlu, Muğla’nın Bodrum ve Datça ilçelerinde Yunan Sahil Güvenlik botlarının Türk karasularında görüntülenmesi üzerine yaptığı yazılı açıklamada: “Yunanistan’ın bu pervasız adımları karşısında Türkiye’nin alması gereken tavır açıktır. Her türlü ihlale anında ve kararlı bir şekilde yanıt verilmelidir. Yunan botlarının Türk topraklarına kadar gelip bot götürmesi gibi bir olayda sadece diplomatik kanalların kullanılması yetmez; sahada da caydırıcı bir duruş sergilenmelidir. Böylesi kritik bir durumda sınır güvenliğini sağlamak en temel devlet görevidir ve ihmalkârlığın hiçbir mazereti olamaz.” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bağcıoğlu’nun uyarılarına bakın, sonra bir de gelin bu atmosferde CHP’li Belediyelerin elde yok avuçta yok deyip personel çıkartıp, taşınmaz satarken her şeye rağmen attıkları dostluk adımlarına. Kimin arkasında duracağınıza, neyi nasıl desteklediğinize, neye nasıl tepkisiz kaldığınıza da lütfen artık menfaatleriniz değil vicdanınız karar versin!
Şimdi tefekkür zamanı…
Haydi selametle…