Kıyılarımız neden işgal altında dersiniz?
İşgale göz yuman yöneticilerimiz sayesinde sanırım. Beyanat veriyorlar “Kaçak yapılaşmayla mücadele”, “Kıyı İşgallerine Son” gibi. Söylediklerine kendileri inanıyor mu bilmem.
Geçtiğimiz günlerde Çevre İl Müdürü Anadolu Ajansına beyanatta bulunarak şunları söylüyor ;
“Muğla’da Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un da yakından takip ettiği çalışmalarda, villa, rezidans ve otel inşaatı gibi kaçak yapılarla ilgili çalışmalar aralıksız sürüyor.”
“Bodrum, Marmaris, Fethiye ve Datça gibi, Türkiye’nin gözde turizm merkezlerinin bulunduğu Muğla’da, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını döneminde de imara aykırı ve kaçak yapılaşmayla mücadele etkin şekilde devam ediyor.”
İnanalım mı ?
“Özdil, kaçak yapılaşmayla mücadele kapsamında izinsiz ve ruhsatsız yapılarla ilgili hukuki sürecin tamamlanmasının beklendiğini belirtti.”
“Ödenek, iş gücü ve araçların yetersizliği nedeniyle yapılamayan yıkımların, belediyelerle koordineli bir şekilde gerçekleştirildiğini anlatan Özdil, şunları kaydetti:”
Sanırım Çevre ve Şehircilik İl Müdürü, Ankara’ya mesaj veriyor çalışıyorum diye. Sonrada ekliyor “Ödenek, iş gücü ve araçların yetersizliği ” yani; bahane hazır.
Kanun açık kaçaksa yıktırılır, bedeli fazlasıyla kaçak yapı yapandan tahsil edilir. Hele ki yeni düzenlenen kanunla “yıkım bedelinin iki katı, yıkımı yapmayan ilgili belediyeden alınır.” diyor.
Ödenek işin bahanesi.
Çevre İl Müdürüne sormak lazım; ruhsatlı yapıların ruhsatlarını hiç kontrol ettiniz mi? Yapı Denetim Firmalarını nasıl denetliyorsunuz? Kaçak yapı yapanlar 30 gün içerisinde ruhsat ve eklerine uygun hale getirmediklerinde hangi yapı ruhsatını iptal ettiniz?
Bahane yine hazır, Yasal İşlemlerin tamamlanması gerekiyor.
Bu konuyu tekrar kaleme alacağım…
Bodrum’da sahil işgalleri ne yazık ki engellenmiyor. Engellenemiyor demiyorum, engellenmiyor diyorum. Geçtiğimiz günlerde, kıyıda yapılmaya çalışılan duvar mühürlenmiş. İşe bak, koskoca yarımadada, bula bula kıyı işgalinde üç beş metre karelik duvar bulunmuş.
Aspat, Ahthaven projesinin yapıldığı alanda, kamu mülkü olan yeşil alan işgaline göz yumulurken, duvar mühürlemek ki oda şikayet sonucu nasıl bir anlayıştır.
Özel mülk ile yeşil alanı ayıran yol, işgal altında, yeşil alan işgal altında, yatırımcı firma kendi projesine otopark, basket sahası, sundurmalar, wc, kabin yapıyor, adına da “herkes kullansın” diye yapıyoruz diyorlar.
Bodrum Belediyesi, park alanına hiç bir proje yapmamışken, kendi kafasına göre yapılar yapan yatırımcıya ses çıkarmıyor yada ses çıkaramıyor.
Yarın yola bariyer koyup “Yasak Hemşerim burası özel mülktür” demeyeceklerinin garantisi yoktur.
Yok benim söylediklerim yanlışsa, Bodrum Belediye o alanı halka açı hale getirip, Bodrum’un en güzel koylarından biri olan bu alanı halk plajı ve piknik alanı ilan etmelidir.
Yapar mı yapmaz mı göreceğiz.
Bu işler yalandan duvar mühürlemeye benzemez.
Yatırımcının kusuru var mı, var elbette. Kural, kanun, yönetmelik tanımıyorlar. Lakin buna göz yuman yöneticiler, memurlar hiç bir şekilde cezalandırılmıyor.
Bu kadar yalan yanlış yapı ruhsatı ve iskanın olduğu yerde, kimsenin masumiyetinden bahsedilemez.
Zai Yaşam, halen kaçak yapıya devam ediyor. Yeni verilen yapı ruhsatları veya yenilemeler eskiyi aratmıyor.
Sayın yetkililer; gözlerinizi kapatıp vazifenizi yapmayın. Gözlerinizin kapalı olduğunu hiç sanmıyorum.
Başta bu iki proje olmak üzere, çokça olan benzeri projeleri, detaylarıyla okurlarımla paylaşmaya devam edeceğim.
Vesselam…