DOLAR
32,4929
EURO
34,9499
ALTIN
2.435,29
BIST
9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Muğla
Açık
23°C
Muğla
23°C
Açık
Cuma Az Bulutlu
25°C
Cumartesi Az Bulutlu
25°C
Pazar Açık
25°C
Pazartesi Açık
26°C

Yaşasın “Patron” Bayramı

velux

Nazım Hikmet’in en sevdiğim şiiri “Kanter İçinde”

Ne diyor Usta Şair

“Yapıcılar türkü söylüyor

Yapı türkü söyler gibi yapılmıyor ama.”

Bu iş biraz zor.

Yapıcıların yüreği

bayram yeri gibi cıvıl cıvıl

ama yapı yeri bayram yeri değil.

Evet yapı yeri, bayram yeri değil. Amelenin bayramı olur mu hiç, olmuyor. Emek üzerindeki hakimiyet, sermayenin olduğu sürece bayramda olmayacak.

1 Mayıs İşçinin Emekçinin Bayramı.

Taş ve inşaat işçileri, günde 8 saat çalışma talepleri için, Avustralya’da 1856 yılında bir eylem başlatırlar. 1 Mayıs’ın İşçi eylem birliği olma hikayesi böyle başlar. İlk kıvılcım bu tarihtir.

“yapı yeri toz toprak.

Çamur, kar.”

Bu gün 1 Mayıs, Taş ve inşaat işçilerinin başlattığı, direnişin bayramı.

Kutlamalar, şenlikler gırla gidiyor. Her yer “bayram yeri gibi” her işçiye üçer beşer maaş ikramiye, emekleri için mükafatlar, sormayın.

Bayram kutlanıyor lakin bayramı kim kutluyor?

Koca koca adamlar, karşılarına işçilerini dizmiş nutuk atıyor. “Sizin haklarınızı şöyle koruyacağız” diyerek, tersi olması gerekmez mi sizce?

Nede güzel bayram mesajları veriliyor, meğer ne kadar severmişiz emekçilerimizi, fakat iş emek-sermaye ilişkisine gelince “varda vermedik mi?” oluyor hep.

Bu sabah bir mesaj aldım inşaat işçilerinden …

Soruyorlar “bu gün bayram değil mi?” diye, bilmediğinden değil elbet bayramın ne olduğunu, çözemediğinden.

Ne diyeceğimi bilemedim… diyecek çok şey varda…

“Bayramsa, bu gün bizim bayramımızsa neden zorla çalıştırılıyor bizi.” diyorlar. “İş sahasına çıkmayan ya işten çıkarılacak, ya günlük ücret kesintisine uğrayacak” diye de ekliyorlar.

“yapı yükseliyor, yükseliyor.

Saksılar konuldu pencerelere

                     alt katlarında.

İlk balkonlara güneş taşıyor kuşlar

                kanatlarında.

Bir yürek çarpıntısı var her putrelinde

                her tuğlasında

                    her kerpicinde.

Yükseliyor, yükseliyor yapı

                kanter içinde.”

Bu gün emeğin bayramı emekçiler şantiyelerde hapsedilmiş, sokağa çıkma yasağı da var üstelik, ama yapı yapmaya yasak yok.

Soruyor inşaat emekçisi arkadaş ;

Bu korona virüsü fakire gelmiyor mu? Bir küçük odada 4 kişi kalıyoruz, maskemiz yok, işe başlarken ateşimiz ölçülüyor, ateşi olanlar çalıştırılmıyor ama ücreti de ödenmiyor.

Bizde soralım yetkililere, şantiyelerde sokağa çıkma yasağı uygulanmıyor mu? Sosyal mesafeler nasıl korunuyor? Yemekhaneler, yatakhaneler denetleniyor mu?

Emekçi olmayanlar tatil yaparken, inşaatlarda çalışanların bayramı neden burunlarından getiriliyor?

Modern kölelik böyle bir şey sanırım…

Yer Gümbet Mahallesi’nde bir şantiye, bende emekçi arkadaşlara sesleniyorum, bizler evlerdeyken siz çalışacaksınız ki, kaçak iskelelerini bitirebilsinler. Yalan yanlış verilen ruhsatlarla milyon dolarla sattıkları evleri bitirebilsinler.

Yalan yanlış ruhsatlara, yalan yanlış yapı kullanma izni alabilsinler. Seni suça ortak edip, alın terinden paralarına para katsınlar.

Yaz geliyor sizi çalıştırmazlarsa nasıl koyacaklar saksıları balkonlara. Siz kimin umurundasınız, bayram sermayenin bayramı…

Hatta bu gün, aranızda para toplayıp bir kilo tatlı alıp, işvereninize gönderin. 1856 yılından bu yana değişen bir şey yok.

Vesselam

Bodrum Ev Emlak
Yazarın Diğer Yazıları