Kaldığımız yerden devam edelim. Birkaç aydır yazı yazmaya görüntülü medya üzerinden yayın yapabilmek için, alt yapı çalışmalarından dolayı ara vermiştim.
Hazırlıklar tamamlandı.
Kimine göre muhalif, kimine göre aykırı, bana göre ise tespit ve eleştiri yazılarına devam.
Dün Bodrum’da; “Belediye başkanları koordinasyon toplantısı düzenlendi.” başlıklı haber geçildi ajanslar tarafından. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün Başkanlığı’nda gerçekleşen bu toplantıya, CHP’li belediye başkanları dışındaki belediye başkanları davet edilmediyse, haberin başlığı Muğla CHP’li belediye başkanları koordinasyon toplantısı olmalıydı.
Şeyh söylüyor, müritler inanıyor.
Daha önce de bahsetmiştim yineleyeyim. Bir toplantıda Osman Gürün “Şeyh Uçmaz, Müritler Uçurur” demişti.
Koordinasyon toplantısı sonunda, bir basın toplantısı yapılıyor….
Gazeteci arkadaşımız soruyor Osman Gürün’e: “On gündür Torba Mahallesi’nin suyu akmıyor, bu konuda ne diyeceksiniz?”
Yanıt tamda Osman Gürün’e yakışır vaziyette. “Orada biliyorsunuz alt yapı çalışmaları var Turizm ve Kültür Bakanlığı yapıyor. İşi verdikleri müteahhit bu işi bilmiyor, böyle giderse alt yapıyı tamamlayamaz.”
Soru basit on gündür neden su akmıyor?
Müteahhit firma; alt yapı çalışmalarında su borusunu patlattıysa, bu sizin sorumluluğunuzda. Neden yapmıyorsunuz? Müteahhit firmayla özel bir sorununuz mu var? Varsa bunu aranızda halledin. Yapılan çalışmalarda, istenmeyen hasarlara yol açılmış olabilir, siz onun tazminatını yükleniciden alın ancak susuz kalan Torba Mahallesi Halkını, müteahhide düşman etmeye çalışmayın.
Yapılan alt yapı her ne kadar bakanlık tarafından finanse ediliyorsa da, bedeli halk tarafından ödeneceği için, şimdiden yapılan işi kontrol edin.
Bittikten sonra patlayan borular , sokaklara taşan lağım suları istemiyoruz. Bu sorumluluk, sizin yetki alanınızda Sayın Gürün. Bakanlıkla anlaştınız, Bodrum’un geleceğini ipotek ettiniz. Üç kuruşa yapılacak iş, yüz milyonlara yaptırılıyor.
“Kamu yararı, her şey Bodrum için” deyip bakana özel alt yapı olmasın bu iş. Neyse, o konu başka bir yazının konusu olacak.
Gürün, “Ben defolu malın parasını ödersem, bu kamu zararıdır.” diyorsunuz, torba alt yapı yatırımı da defolu çıkarsa ne olacak?
Size göre hep DSİ suçlu, yüklenici suçlu, bakan suçlu, halk suçlu…
Kendi yaptığınız işlere bir bakın…
Turgutreis Yaşam Merkezi inşaatı kaç yıldır sürüyor…. Sanırım müteahhit işi yarım bırakmıştı. Proje ödül aldı, bize enkazı kaldı.
Bodrum Liman projesi, süründükçe süründü…
Torba Garaj İnşaatı 2 yıldır halen tamamlanmadı. Hoş; merkezi iktidarla, iş anlamında farkınız yok. Onlar Bodrum’a nasıl davranıyorsa, sizde aynı şekilde davranıyorsunuz.
Şimdi şu Bodrum’a yapılan 784 Milyonluk yatırıma gelelim;
Sanki; kesenizden Bodrum’a bir şey bağışlıyormuş gibi davranmanız hiç hoş değil Sayın Başkan. Etinden, sütünden yararlandığınız Bodrum’a, elbette bir şeyler yapacaksınız.
Lakin…
Yaptıklarınız lütuf değildir.
Garaj yaptınız eyvallah, peki bu yatırımdan hedeflediğiniz yıllık gelir nedir? Yapılan işyerlerini ihale ettiniz mi ? Bu yatırımın geri dönüşü kaç yıldır?
Bodrum Liman geliriniz. Reklam geliriniz. Alt yapı katılım bedelleri. Su, Atık su abone bedelleri, Yangın sigorta gelirleri, merkezi iktidardan Bodrum üzerinden aldığınız pay, otoparklar, Bodrum’da Büyükşehir’e ait mülk gelirleri, ulaşım gelirleri v.s
Son yedi yılda, Büyükşehir belediyesinin, Bodrum üzerinden kasasına giren para ne kadar? Muski ve Ulaşım Dairesi ile birlikte. Bu süre içinde Bodrum için kasanızdan çıkan para ne kadar? Bodrum’daki plazanız hariç.
Vereceğiniz yanıtı şimdiden duyar gibiyim.
Koordinasyon toplantısında; Sayın Gürün basına da ayar vermeyi ihmal etmiyor, iyi niyetli olmalıymış basın. Siz önce kendi niyetinizi sorgulayın derim, kendi adıma. O istediğiniz basın, sizi fazlaca şişiriyor zaten.
Siz; zamanın Belediye Başkanı Mehmet Kocadon’un gölgesinde, egolarınıza yenik düşerek, Bodrum’u cezalandırdınız. Halen etkisinden kurtulamadınız sanırım. Bodrum’un da belediye başkanı olduğunuzun farkında değilsiniz. Menteşe İlçesi’nin sınırlarını aşamadınız.
Egonuz o kadar büyük ki konuşmanızda: “Ben il belediye başkanıyken.” diyorsunuz. Siz il belediye başkanı değildiniz, merkez ilçe belediye başkanıydınız.
Kaçak inşaatlar konusuna gelince…
“Yapıların, imara uygun yapılması için çok titiz davranıyoruz.” diyorsunuz, peki imar planlarını yaparken ne kadar titizsiniz? Meclis üyenize özel imar çıkarırken, bunu hiç düşündünüz mü?
Yada bu kadar verilen yapı ruhsatlarının yasallığını hiç incelediniz mi? Besa, Mesa, Mandarin, Aksoy, Four Seasons, AntHaven, Nef, Turğurtreis Ali Baba Burnu Astaş Mücahit Aslan Cahit Balyen ve Vedat Aşçı, Varyap, Deniz GYO, daha niceleri, hele hiç ruhsat almadan yapılanların durumuna hiç baktınız mı? Halen “hayır sever” diye dokunulmayan ve yüzlerce metre kare kaçak yapısı olan, zeytinlik alana imar uygulaması yapılmadan, onca şikayetlere rağmen ZAİ için, hiç” ne oluyor burada?” dediniz mi?
Halen; otel adı altında yapılan konutlar devam ederken, yasaya mevzuata aykırı ruhsatlar, yapı kullanma izinleri devam ederken, koca koca yatırımcılar ezilmeye çalışılırken, ses verdiniz mi?
Hayır, kenarda durup seyrettiniz.
Bodrum’da bu işlerin içinde olanların, İstanbul’da ki otellerinde toplantılar organize etmeyi ihmal etmediniz.
“İnşaat hafriyatı dökecek yerimiz yok.” Derken, halen yapı ruhsatı verilmesi ise ayrı bir mizah konusu. Dağ taş hafriyat oldu. İnşaat yapılan alanlar katledildiği gibi, çıkan hafriyatın döküldüğü alanlarda katledildi.
İktidar, yerel yönetimler el ele vererek etinden sütünden yararlandığınız bu cennete zarar veriyorsunuz.
İktidar; kamu mallarını satıyor, üzerine planlar yapıyor, siz seyrediyorsunuz. Bu konuda son dönemlerde ki girişimleriyle Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’ı biraz işin dışın da tutuyorum. Özellikle kamu arazilerinin satışı ve imara açılmasına karşı bir duruş sergilediği için.
Ve Sayın Gürün; yarın çıkıp, “bana oy verip belediye başkanı yaptığınız için, siz suçlusunuz.” derseniz hiç şaşırmam.
Vesselam…
